بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَإِذَا جَآءَتِ ٱلصَّآخَّةُ ٣٣

O büyük gürültü geldiği zaman;

– İbni Kesir

يَوْمَ يَفِرُّ ٱلْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ ٣٤

Kişinin kaçacağı gün; kardeşinden,

– İbni Kesir

وَأُمِّهِۦ وَأَبِيهِ ٣٥

Anasından ve babasından.

– İbni Kesir

وَصَٰحِبَتِهِۦ وَبَنِيهِ ٣٦

Eşinden ve oğullarından.

– İbni Kesir

لِكُلِّ ٱمْرِئٍ مِّنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنِيهِ ٣٧

O gün; herkesin kendisine yeter bir işi vardır.

– İbni Kesir

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُّسْفِرَةٌ ٣٨

O gün; yüzler vardır, parıl parıl parlar.

– İbni Kesir

ضَاحِكَةٌ مُّسْتَبْشِرَةٌ ٣٩

Güleç, sevinçli,

– İbni Kesir

وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ ٤٠

O gün; yüzler de vardır, tozlanmış,

– İbni Kesir

تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ ٤١

Bir karanlık bürümüştür.

– İbni Kesir

أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْكَفَرَةُ ٱلْفَجَرَةُ ٤٢

İşte bunlar; kafirler ve facirlerdir.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu